Terör örgütlerinin müslüman mahallelerini kuşattığı, uzun namlulu silahlarla ölüm saçtığı, benzin döküp yaktığı bir iç savaş provasının eşiğindeyiz. Ülkemizde terör örgütleri illerde, ilçelerde ve köylerde evlere baskınlar düzenliyor, kültür merkezlerini, camileri, belediye ve kamu binalarını, evleri kendisine karargah olarak seçiyor ve buradan lojistik sağlıyor, ateş hattının etrafını ya hendeklerle ya da yüksek barikatlarla güvenlik altına alıyor, tüneller kazarak komşu ülkelere ulaşıyor, yollara tonlarca bomba döşeyerek resmi ve sivil halka ölüm kusuyor. Bu kabul edilebilir değil, tartışılabilir bile değil, Devlet bu değil, Kamu görevi yapmak bu değil, bu ülkenin tüm nimetlerinden faydalanıp ölüm kusmak, tuzak kurmak vatandaşlık değil. Devletlerin ne alternatifi olabilir ne de paraleli ne de kendini ve milletini parçalamaya, yok etmeye çalışanlara göz yumması. Devletlerin de asli vazifeleri vardır. Halklarını güvende hissettirmek gibi. Eğer bu güven ortamı tesis edilmedi ise, ‘çözüm süreci’ bahanesiyle, böylesi bir kalkışma ortamı görmezden gelinemez, gelinmemelidir.
Haftalardır denemeleri süren bu ihanetin, arkasında kim ya da kimler varsa, her biri hesap vermelidir. Kendi halkına şiddet kullanmayı teşvik eden, lojistik destek sağlayan; sessiz kalan, tedbir almayan; Kamu görevlileri ve Belediye ve onun ihanet içindeki idarecileri, Kimse kusura bakmasın. Ülkemi yangın yerine çevirenleri bir kağıt parçası ile protesto edecek bildiriye imza atmayan, bombalar yollara döşenirken görmedim diyen, yardım eden, sessiz kalan, göz yuman benim ne dinen ne de millet olarak kardeşim, yöneticim olamaz.Bunları yapanlar bu KADİM Anadolu topraklarına; barışı, huzurumu getirecekler, Eğer güvenlik güçlerine karşı hendekler, bölgedeki belediyelerin iş makinaları ile kazılmışsa, teröristler belediye binalarına saklanarak mevziler oluşturmuşsa, evleri kundaklanan vatandaşlara Belediyeler, kasten itfaiye göndermedi ise, silahlar depolanırken görmeyen, tedbir almayan bir duruş ve tavır sergilemeyen ister kamu görevlisi, ister halk olsun bunun hesabını vermelidir. Soruyorum buradan; belediyelere, valilere, emniyete, istihbarata, askere, halka, sizin teröristen ne farkınız var. Ağlamanızın, taziyede bulunmanızın, tedbir alın demenizin, yardım edin demenizin gerçekçiliği nerede kaldı. Kendi halkını öldüren teröriste yardım ettiğiniz için sizin ondan ne farkınız var?
İnsanlığın DERSAADET’i olan TÜRK milletinin ve vatanının bekası için…….
DEVLETİMİ geri verin.
|